TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
BİRER BİRER VURULSAK DA


25 / 05 / 1988

MHP camiasına ve teşkilatlarına yönelik yoğun bir terör kampanyası yaşıyoruz.

Bir şehit daha verdik.

Birer birer vurulsak da, teröre taraf olmamakta kararlıyız. Türkiye'yi yeniden bir kargaşa ortamına sürüklemekten fayda umanlar bizden beklediklerini bulamayacaklar.

Biz ölümden korkmayız. Bu "Tanrı yazgısı"dır, "takdir-i ilahi"dir bizim için.

Milletinin hak ve menfaatleri uğruna uğraşlar verdiği için, bu sebeple MHP teşkilatlarında hizmet yapmış yada yapıyor olmasından ötürü vurulan insanlar elbette ki şehittir. Ve bizim için şehitlik mertebesi ölümü çok kolaylaştırmaktadır.

Bunun için, birer birer vurulsak da teröre taraf olmayacağız.

* * *

İktidara yürüyen MHP'den gocunanlar kimler ki bu yürüyüşü durdurmak için bizim üzerimize oyunlar hazırlamakta ve oynamaktadırlar?

Hadise, dağlarda tükenişini yaşayan bölücü örgütün şehirlerde kendine bir hedef seçip yeni militanlar da kazanarak ayakta kalabilmek arzusudur, provokasyonudur basitliğinde algılanabilir.

Hatta, bölücü örgütün ve evvel eski şehirlerde ona taşeronluk yapan diğer terör örgütlerinin, müstakbel MHP iktidarında kararlı ve tutarlı politikalarla yok edileceklerinden endişe ettikleri için, onu halkın gözünde terör yanlısı imiş gibi gösterip oy kaybetmesini sağlamak, iktidarına engel olmak gayretlerinden tezi de öncekine ilave olabilir.

Ama başka şeyler de olabilir... Öyle çok kolay akla gelmeyecek karışık ilişkiler de söz konusu olabilir;

Yıllar, yıllar sonra, yakışıklı ve çevik bir kişinin bu ülkeye "devlet başkanı" olmasının alt yapılarını hazırlayan senaryonun bir bölümü de olabilir bu saldırılar.

"Ne alakası var" demeyin.

Demirel'in durup durup "başkanlık sistemi" diye tutturmasının ne alakası var ülke gerçekleriyle.

Evet... Başkanlık sistemi bir MHP tezidir.

Bundan 30 yıl önce Türkiye'nin gündemine takdim edildiğinde konjonktür bu günkünden çok parklıydı. Türkiye'yi eyaletlere bölmek isteyen ve hele bir kısmını, enerjinin hammaddesi olan petrolle alakalı olan bir kısmını, ilerde tümden Türkiye'den koparmak isteyen bir plan henüz uygulamaya konmamıştı.

Ve MHP bu tezini, güneydoğuda dahil bütün fakir yörelerin kalkınmasına, devlet hizmetinden yeterince nasip almasına hizmet edecek olan "Tarım Kentleri" projesi ve sermayenin tabana yaygınlaşmasına, küçük sermayelerin birleşerek yöresel büyük yatırımlar yapmasına imkan verecek olan "Millet Sektörü" projesi ile birlikte teklif etmekte idi. Ki bu projeler uygulandığında bölücü terör zaten kendisine hayat veren olumsuz yöresel şartları bulamayacak ve hiç var olamayacaktı.

MHP, "Başkanlık Sistemi" tezini "güçlü iktidar" için teklif etmekteydi ama bunun bir ön şartı da vardı;

"Milli Devlet-Güçlü İktidar"

Şimdi hâl böyle değil, bu günkü konjonktürde Türkiye'nin menfaatleri adına "Başkanlık Sistemini" konuşmak zamanı değil.

Konuşuluyorsa bilinmedik bir sebebi olmalı.

MHP'ye yapılan bu saldırıların da bilinmedik bir sebebi olmalı.

Öyle ya, bu bölücü örgüt üç tane baldırı çıplağın yanyana gelerek kurduğu ve sonra doğal seyri içinde büyüyerek bu ülkeye bela olacak gücü kazanmış bir organizasyon değil ki.

Bunlar hep ısmarlanmış, beslenmiş, büyütülmüş ve dünya dengelerine daha çok nüfuz edebilmek için hizmete konmuş organizasyonlardır.

Çekiç-güç'ü unutmadık.

Onun, Türkçe bilmediği halde kürtçe konuşabilen uzman subaylarını, kış şartlarında dağlarda mahsur kalmış örgüt mensuplarına yanlışlıkla(!) havadan erzak attığını da unutmadık. Kuzey Irak'ta otorite boşluğu olan bir zemin üretip bölücülerin orada yuvalanıp palazlanmalarına uygun bir bataklık ürettiğini zaten hiç unutamıyoruz.

Bu bölücü terörün arkasındaki güç belli ise, bu saldırıları sipariş veren de belli demektir.
* * *
Biz tam bağımsızlık yanlısı bir "milli kurtuluş hareketi"yiz.

Bizim iktidarımız uluslararası sömürgeci sermayenin dünya üzerindeki hesaplarına, "yeni dünya düzeni" çarkına, çomak sokacaktır.

Bizi istemeyen onlardır.

Ve onların herkesçe bilinen ve bilinmeyen bütün işbirlikçileri.

O bilinmeyenlerin adları da mahfuzumuzdur.

Gün olacak... devran dönecek!

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!
 

 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ