TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
İYİ Kİ MGK VAR


12 / 10 / 1998

Bizi izleyen okurlar, MGK'nın bir yanı keskin diğer yanı inadına kör olan kılıcından ne denli ıstıraplı olduğumuzu bilirler.

MGK'nın bir denge politikası adına "siyaset belgesi”nde menfi mânâda ülkücüleri de gündeme koyması ile başlayan yanlışlıklar sürecinde her doğruyu her gerek­tiğinde çekinmeden söyledik ve yazdık.

Başörtüsü konusunda, İslam’ı siyasi ve ticari getiri malzemesi yapanlara uygun zemin hazırlayan yanlış üslubun sorum­lusu olarak da MGK'yı görmek­teyiz.

Biliyoruz ki MGK anayasal bir kurumdur

Türkiye Büyük Millet Meclîsî'nden sonra en müessir ve en ciddi devlet kurumudur.

Bize göne; SSCB'nin dağılması ve medeniyete aç, ilgiye muhtaç, Türkiye'den beklenti içinde olan yeni bağımsız Türk devletlerinin üzerinde etkimiz olmasın diye, muhtemel bir Türk Birlîği"ni geciktirmek hatta tümden engellemek için, bu ülkeler Türkiye'den beklediklerini bula­masın diye, sömürgeciler ve işbir­likçileri - özellikle iş çevresindeki ve medyadaki ayakları - Türk siyasetini bölük pörçük bir hale getirmiş, parlamentoyu güçlü hükümetler kurmaktan aciz kalan bir sayısal duruma düşürmüşlerdir.

Parlamentonun bu aczi fırsatların birer birer önümüzden geçip gittiği, risklerin ve tehlikelerin her geçen gün arttığı, düşmanlarımızın giderek çoğaldığı ve dayanışma içine girdiği bir dönemde durumun farkına varanları fevkalade üzmektedir.Bu sebeple, bizi de çok üzmektedir. Bunun içindir ki, doğru bir seçim sistemi ile bir an önce; bir gün önce seçim yapılsın arzusun­dayız.İçinde MHP'nin de bulun­duğu güçlü bir hükümet kurulsun arzusundayız

Son bir yıldır seçim kaygısı ile devlet yöneten, önümüzdeki 6 ayı da bu endişelerle geçirecek olan hükümetlerin zaten ciddi teşebbüsleri yok, olsa da bıçak sırtındaki dengelerde duran parla­mento aritmetiği böyle tavır ve tasarruflara müsait değil.

Ve hatta, ülke menfaatleri için elzem olan, batıdan bağımsız, batı çıkarlarını taciz eden karar­ları, partisinden çok "loca'sına ve "tarikat”ına bağlı olan parla­menterlerin engelleyebildiği bir durum söz konusudur kanaatindeyiz.

İşte bu zaafların farkında olduğumuz için "İyi ki MGK var" diyoruz.

Suriye zamanlaması

Okumuş olanlar hatırlaya­caktır;

Geçen hafta bu köşede "Büyük Devlet" olmanın gerek­lerinden söz ederken. İtalyan par­lamentosundaki müessif eylemin altında yatan olayın Kuzey Irak'taki fiili durum olduğunu, bu fiili durum devam ettikçe bu kabil eylemlerin de diğer Avrupa ülkelerinde yaygınlaşarak devam edebileceğini, politik muka­belelerin pek de netice alma şansına sahip olmadığını düşündüğümüzü ifade etmiştik.

Bize göre çare, Kuzey Irak'taki Türk menfaatlerini zedeleyen fiili durumu ortadan kaldırmaktır demiştik.

Belli ki, adaletinden müşteki olduğumuz MGK bu gerçeğin farkına çok önceden varmış.

Türkiye'nin gündemi Çakıcı bantlarının her gün değişen yeni versiyonları ile çalkalanırken, herkesin ilgisi mafya ve çetelerde yoğunlaşmışken, Ateş paşa’nın Suriye hududuna yakın bir mevkiye gidip ateş gibi bir demeç vermesi herkesi şaşırttı. "Eniştem beni niye öptü?.." oldu. Görünürde "Bayram değil, seyran değil'di.

Ama görünmeyenler de vardı...

Bize görünmediği halde MGK'ya görünenler vardı.

Zihnîmizde zincirin halkalarını uç uca ekliyoruz, İtalyan parlamentosundaki malûm toplantının izni alınıp tarihi belli olduğunda, zaten gerili duran yaydan okun fırlatılmasına karar verildiğini, Ateş paşanın bu sebe­ple o yakıcı konuşmayı yaptığını, toplantı gerçekleşince de surecin devam ettirildiğini anlıyoruz.

MGK da biliyor, bu zıpır toplantılar yaygınlaşma eğili­minde ve giderek Türkiye'nin başına daha büyük belalar açma şansına sahip.

Ve bu yalandan temsilcilerin varoluş sebepleri ortadan kalk­madıkça onlar var olacaklar, bazı devletler de bilinen sebeplerle bunlara zemin hazırlayacak ve arka çıkacaklardır.

"Sinekleri öldürmek yerine bataklığı kurutmak."

İşte bunun günü gelmiştir.

Bize göre bunun günü çok­tandır gelmiştir ama buna karar verebilecekler için bu günü bek­lemek gerekli görülmüştür.

Aslında bu kararlar ve uygula­maları bir meclis süreci yaşamalıydı.

"Sınır aşan sular" konusunda uluslararası hukukun müeyyidelerinin gerektirdiğinden fazlasını aldığı halde haksız tale­plerine yaygara ile yandaş bulan Suriye'nin bu konudaki haksızlığı uluslararası kamuoyuna anlatılabilmeliydi.

Uluslararası terör örgütlerinin pek çoğunun merkezinin ve kamp yerlerinin bulunduğu Suriye'nin özellikle PKK'nın idare ve eğitim merkezlerini düşmanca barındırdığını, destek verdiği, aramızdaki anlaşmaların ve evrensel hukukun hilafına olan bu davranışları sorulduğunda küstah cevaplarla karşılık verdiğini, hiçbir hakkı bulun­madığı halde Hatay ilimiz üzerinde hak iddia ettiğini, bunu okul kitaplarında ve internetteki haritalarda göstererek aleni tahrikler yaptığını da Dünya kamuoyu nezdinde anlatabilip uluslararası yaptırımlar temin edebilmeliydik.

Ama bu işlevlerle yükümlü parlamento ve hükümet aciz kalınca, MGK adının gereği olan sorumluluğunu, Türk Milletinin güvenliğini tesis edecek kararları aldı ve uygulamaya koydu.

İşte bunun için "iyi ki MGK var" diyoruz.

Her ne kadar, "Yol olursa kötü olur" başlıklı yazımızda ifade ettiğimiz gibi, "büyük kardeş içki ve kumar düşkünü olsa bile, önü terbiye etmek ortanca kardeşin değil, evin babasının işidir, evin babası da millettir, anayasaya göre hakimiyet kayıtsız şartsız mil­letindir” kanaatlerimiz değişmemiş olsa da, mevcut par­lamento yapısıyla Türk Devletinin ve Türk Milletinin güvenliğini tehdit eden unsurları ortadan kaldırmak mümkün olamamak­tadır ve ortanca kardeşin varlık sebebi sorumluluklarını ifa etmesi zamanıdır.

Bizim gönlümüzde her zaman "Tam demokrat, toplumcu bir hukuk devleti" özlemi yat­maktadır.

Bunun için MHP'nin iktidar olması gereklidir.

Öyleyse her ülkücü vazifesini yapmalı, kendisine görev verilen "9 oyu" sandığa taşımalıdır.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin.

 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ