TÜM YAZILARI

Hareket Gazetesi

Dolu dizgin ufka doğru
Meslek odalarını da kazanmalıyız
Her çocuğunuz için bir ağaç dikin
Yol olursa kötü olur
İlkeli ilişkiler ikili ilişkiler
Her 3 mayıs'ta daha ileri
Ahtopotun en güçlü kolu
12'ye çeyrek mi var ?
Birer birer vurulsak da
Tam demokrat,  toplumcu, hukuk devleti
Sevr'in altyapısı hazırlanıyor !
Ormanlarımız yanmasın
Türk Boğazları yeni tüzük tasarısı
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (1)
Liberalizm - Toplumculuk - MHP (2)
Biz bir halk hareketiyiz
Teşkilatların yapılanması hakkında

Seçim kapıda

Aday tespitleri
Nicelik değil nitelik
Kim ayrıldı ise o birleşsin
Son 20 yılın vurgun tefrikası (1)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (2)
Son 20 yılın vurgun tefrikası (3)
30 eylül mali miladı
Faziletin iki yüzü
Ortalık toz duman
Büyük devlet olmak için
İyi ki MGK var
Aliyev ve Bakü-Ceyhan
Şayet...
Ekmek bıçağı ve başörtüsü
Aday olunuz
Böyle zamanlarda
Kirli ellerle olmaz
Şarkılarda ki erozyon
Selam olsun !
Katil'i unutmayın !
Bu kadar basit !
Demokrasi ve merkez yoklaması
Şimdi daha çok okumalıyız
Eyalet modeli mi, Türk Birliği mi
Barış için yürümek
Siyasetten...

Mutluluklara düşen gölgeler

HAREKET GAZETESİ YAZILARI

 
KİRLİ ELLERLE OLMAZ


27 / 11 / 1998

Herkes "temiz sayfa"dan sözediyor

Halk da, aydınlar da...

Belli ki bu herkesin ihtiyacı. Ve çok uzun bir zamandır mütemadiyen ihtiyacı ki sık sık yeni bir sayfadan, yeni bir başlangıçtan söz ediliyor. Yanlış temellere inşa edilen soyut ve somut kurumların hepsi kısa zamanlar içinde çöküyorlar ve bu çöküşler, bu tükenişler yeni bir başlangıç gerektiriyor. İşte böyle zamanlarda, dünden bu güne bu yanlışlıkların, bu çöküşlerin sorumlusu olanlar halkın gözünün içine baka baka yen bir başlangıçtan, temiz sayfalardan sözediyorlar.

Kirli ellerle temiz sayfa açılmaz... Ey halkım anla artık!

Hep aynı insanlar hükümet ediyorlar, ikisi diğer ikisiyle küsüp başka ikisiyle barışıyor, bilmem kaç numaralı hükümeti yıkıp bir yenisini kuruyorlar. Ama bunlar heph aynı insanlar, aynı tavanın balıkları. Al birini vur ötekine...

"Matik"ler iş başında

Kaçıncıdır yine aynı filmi seyrettiriyorlar bize. Yine sudan gerekçelerle bir iktidarsız hükümet daha yıkıldı, yerine aynı kişilerce bir başka iktidarsız hükümet kurulmak üzere.

Sudan gerekçeler dediğimize bakmayın, aslında gerekçeler çok vahim ama hepsi bu işlerden sabıkalı olan insanlarla yeni bir hükümet kurulacaksa haliyle değişen bir şey olmayacağı için, sanki birşeyler de değişecekmiş gibi hükümeti değiştirmenin anlamsızlığından ötürü, gerekçelerin geçersizliğini anlatmak istedik bu sözümüzle.

Aylardır doğru dürüst bir yasanın ve kararın çıkamadığı meclisten, bir oturumunda önce bir bakanın ardından da hükümetin düşürüldüğü kararlar çıktı. Takip eden saatlerde, aynı meclisin komisyonlarında eş zamanlı iki oturum geçekleşti ve biri yıllara diğeri aylara dayalı süreci olan iki şaibeli malvarlığı ve yüce divan teklifleri karşılıklı olarak tehdit unsuru olmaktan çıkarıldı.

2 yıl önce Tansu Çiller'in malvarlığını araştırma komisyonunda muhalif tarafta olan ANAP ve DSP'nin parmak sayısı bu yargı sürecini açmağa yetmemişti. Ama o gün söyledikleri hafızalarımızda, beyan ettikleri belgeler ve iddialar sözkonusu malvarlığının gerçekten şaibeli olduğu bir yargı sürecine gerek olduğu kanaatini veriyordu.

O gün REFAH Partisinin komisyondaki temsilcilerinin desteğiyle yargı sürecinden kurtulmuştu Çiller. ANAP'lılar da üzerinde REFAHMATİK yazan deterjan kutuları kamyonlarla mahalle mahalle gezerek halka dağıtmışlar ve bu kirli ortaklığı hicvetmişlerdi.

Şimdi iki yıl sonra, hem de kendilerinin iktidar olduklarında yeniden göreve başlattıkları meclis araştırma kamisyonunda yine kendi guruplarının oylarıyla Tansu Çiller'i akladılar.

Peki ne için?

Çünkü aynı anda bir başka meclis araştırma komisyonunda ayak oyunlarında pek mahir olan CHP'nin desteğiyle sağlanmış olan yeni bir yüce divan sürecinde Mesut Yılmaz'ın malvarlığı ve suistimalleri oylanmaktaydı.

Al gülünü, ver gülümü...

Şimdi soruyoruz; Hangi matik daha güçlü, REFAHMATİK mi, ANAPMATİK mi?

Bu millet kör, sağır ve aptal mı ki bu insanlar yine bu milletten oy alabilsinler, yeniden hükümet olup yeniden çarklarını çevirsinler ve küplerini doldursunlar.

Bir reklamdaki sözler geliyor aklımıza;
"yok öyle... Burası Türkiye!"

Bu defa halk, bütün kirli ilişkilerini, yanar döner takiyyelerini, ülkücü (?!) mafyacı dedikleriyle içiçe geçmiş çıkar birlikteliklerini ayan beyan gördüklerine eminiz iltifat etmeyecektir.

Bu defa halk, "temiz sayfa" için, temiz bir başlangıç için, "temiz bir el"e ihtiyaç olduğunu bilmektedir.

Çözüm, dürüst kadrolar

Bu uzun ve yoğun vurgun dönemi bize göstermiştir ki, kurullar ve kurumlar kadar, hatta onlardan daha çok, o kurum ve kurulları işleten kadrolar da önemlidir.

Yasalar uygulayıcılarının elinde şekillenir.
Daha önce de söylemiştik; memurunuz işini bilen (?!) cinsindense, artın trafik cezaları suç oranını düşürmekten çok, rüşvetin oranını yükseltmeye yarar.

Şimdi bu sözkonusu komisyonlardaki insanlar, dün belgeleriyle takdim ettikleri şaibeli ve kirli ilişkileri ne adına görmezden gelip örtbas ettiler.

Demek ki bu soruşturmalara esas olan milletin hak ve menfaatleri değildi. Kendi menfaatleri için, "sen çalamıyasın-ben çalabileyim" için başlatılmış süreçlerdi bunlar. Bu yüzden, konjonktürün gereği olarak değişen dostluk cephelerinde, dün kara dediklerine bugün ak diyebiliyorlar bu insanlar.

Ve biz bu ilkesiz, kişiliksiz insanlara bizi yönetme selahiyetini bir daha vereceğiz umuyorlar, öyle mi?

Yanılıyorlar ve yanıldıklarını görecekler.

Yeni meclis dürüst insanların ve dürüst ilişkilerin hakim olduğu bir meclis olacaktır.

Bu millet temiz sayfa için elleri kirlenmemiş insanlara; ilkeli, bilgili, dürüst ülkücü kadrolara görev verecektir.

Şimdiden hayırlı olsun!..

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin!
 




 

A S A M  B Ü L T EN

U F U K  Ö T E S İ